Farkındalık, derinlerde bir yerde saklanan ama hayatımıza dokunduğunda her şeyi değiştiren gizemli bir ışık gibidir. Hayat yolculuğumuz boyunca karanlık odalarda yürürken bir şeylerin eksik olduğunu hissederiz ama tam olarak neyin yanlış olduğunu bilemeyiz. Gözlerimiz kapalı, farkındalığımız düşükken, hayatta karşılaştığımız olaylar, yaşadığımız acılar veya hissettiğimiz sevinçler bile çoğu zaman anlamını yitirir.

Bir karanlık odada bulunduğunuzu hayal edin; karanlıkta odayı tam olarak anlamanız mümkün değil. Sadece odanın içinde olduğunu bildiğiniz eşyalara dokunarak bir şeyler anlamaya çalışıyorsunuz, ama karanlık hâlâ tüm detayları saklıyor. İşte farkındalık, o karanlık odaya bir ışık yakmaktır. Bir kez o ışık yandığında, oda artık bütün gerçekliğiyle önünüzde durur.

Farkındalık, hayatımızda o ışığı yakma cesaretidir. Günlük yaşantımızda karşılaştığımız olaylar, küçük ayrıntılar, tanıştığımız insanlar, her biri bizim için bir işaret, bir mesaj niteliğindedir. Fakat farkındalığımız açık değilse bu mesajları göremeyiz. Hayatın bize ne söylemek istediğini, hangi dersleri vermek istediğini anlayamayız. O bana bunu yaptı. Şu bana bunu söyledi diye kısır bir döngü de debelenip dururuz.Anlamadığımız için de ders ağırlaşarak gelmeye devam eder.

Karanlıkta yürümeye o kadar alışmışızdır ki öyle devam etmek isteriz.ışığı açınca göreceklerimizden korkuyor olabiliriz.Bu alan sırf tanıdık diye güven verir gibi görünse de aslında bizi sadece körelten bir konfor alanıdır. Farkındalığı hayatınıza davet ettiğinizde, bu konfor alanından sıyrılmaya, yeni bir bakış açısı kazanmaya ve olayların özünü kavramaya başlarsınız. Farkında olmak, yalnızca çevrenizde olup bitenleri görmek değil, kendi iç dünyanızda da neler yaşandığını anlamaktır. Yaşadığınız her duygunun, verdiğiniz her tepkinin, aldığınız her kararın ardındaki sebepleri sorgulamaktır. Bu sorgulamalar sayesinde kendinizle derin bir bağ kurmaya başlarsınız; sizi nelerin mutlu ettiğini, hangi olayların sizi üzdüğünü ve aslında neye ihtiyaç duyduğunuzu öğrenirsiniz.

Kendinizi keşfetmeye başladığınızda, dış dünyada olup biten her şeyin aslında sizin için birer rehber olduğunu görürsünüz. Bu rehberlik, sadece olumlu olaylarda değil, zorluklarda da kendini gösterir. Bazen hayatın size neden bu kadar zor geldiğini, neden sürekli bir mücadele içinde olduğunuzu sorgularken, aslında her yaşadığınız olayın bir öğreti olduğunu fark edersiniz. Farkındalık, size yol gösteren bir pusula gibidir; yanlış yolda olduğunuzda, ya da bir ders öğrenmeniz gerektiğinde sizi yönlendirir.

Bu ışık, loş bir şekilde bile yanmaya başladığında bile hayatınızdaki her şeyin anlamını bulmaya başladığınızı hissedersiniz. Bu ışık, size yolunuzu göstermek için yanar; ama ısrarla gözlerinizi kapadığınızda, bu rehberliği göremeyebilirsiniz. İnsan bu aydınlanmayı uzaktan bile hissettiğinde, çevresindekilere anlatmak, onlarla da bu ışığı paylaşmak ister. Ancak farkındalık, kişisel bir tercihtir. Herkes bu aydınlanmayı yaşamak istemeyebilir. Uykuda olan birine “uyan” demek, bazen onu sadece daha da kızdırır ve rahat bırakılmasını ister.

Yaşadıklarınızın derin anlamını keşfetmek, acılarınızı birer öğretici deneyim olarak görmek ve hayatınıza daha bilinçli adımlar atmak için o ışığı açın. Farkındalık yolunda ilerlemek, sadece kendinizle değil, evrenle de güçlü bir bağ kurmanızı sağlar. Bu yolculuk, size daha derin bir huzur, daha sağlam bir içsel denge ve daha anlamlı bir yaşam sunacaktır. Şimdi, hayatınıza o ışığı yakın ve her şeyin aslında tam da olması gerektiği gibi olduğunu görün.Böylece her olaya iyi ki olmuş diyecek  ve herkese teşekkür edeceksiniz!!!