Kim Bu Evren?
Son zamanlarda sıkça duyduğumuz “Evren’den iste” ya da “Evren mesajıma cevap ver” gibi ifadeler, evreni sanki bağımsız bir varlık gibi algılatıyor. Oysa ki, evren sınırsız bir enerji kaynağı olmasına rağmen, Yüce Yaratıcı’nın kusursuz düzeniyle var olmuş bir eseridir. Evrenin tüm işleyişi, bu ilahi düzenin ve hikmetin bir parçasıdır. Şimdi, bu sınırsız evrenin aslında ne olduğunu, nasıl bir düzene sahip olduğunu ve insanla olan derin ilişkisini birlikte anlamaya başlayalım.
Evren, sonsuz bir düzen ve karmaşa içinde var olan, tüm maddi ve enerjisel yapıların bütünüdür. Yıldızlar, gezegenler, galaksiler, boşluklar ve enerji formları, evrenin birer parçasıdır. Evrenin kökeni, modern bilim tarafından Büyük Patlama Teorisi (Big Bang) ile açıklanır. Bu teoriye göre, evren yaklaşık 13,8 milyar yıl önce büyük bir patlamayla genişlemeye başlamış ve bu süreç içinde galaksiler, yıldızlar ve gezegenler oluşmuştur. Aynı zamanda, evren enerjisel ve fiziksel yasalarla yönetilir.Kuantum fiziği gibi bilim dalları, evrenin en küçük parçacıklarından en büyük galaksilere kadar düzenli bir yapı içerisinde işlediğini ve bu yapının sürekli bir enerji alışverişi içinde olduğunu söyler.
İslam inancında evrenin yaratılışı, Allah’ın iradesi ve kudreti ile gerçekleşmiştir. Kur’an’da Allah’ın “Ol!” demesiyle her şeyin var olduğu ifade edilir. Yani, evrenin her zerresi Allah’ın sonsuz iradesiyle şekillenmiş, düzenlenmiş ve var edilmiştir. Allah, evreni bir denge içinde yaratmış, her şeyin bir ölçü ve düzen dahilinde hareket ettiğini belirtmiştir. Bu, evrendeki düzenin ve yasaların, Allah’ın hikmeti ve ilmi ile ortaya çıktığına işaret eder.
İnsanın evrenle olan bağlantısı hem bilimsel hem de manevi bir perspektiften ele alınabilir. Bilimsel olarak insan, evrenin bir parçasıdır. Bedeni, evrendeki atomlardan ve elementlerden oluşur. İnsan bedeni, yıldızların ölümünden geriye kalan elementlerin bir bileşimidir. Bu açıdan, insan, evrenin bir mikrokozmosudur; yani evrendeki büyük yapılarla birebir paralel olarak işleyen bir küçük dünya gibidir. İnsanın hücreleri, atomları ve enerjisi evrenin yasalarına bağlıdır.
İnsanı büyütürsek kâinat, kâinatı küçültürsek insan olur sözü, insanın evrenle olan derin bağlantısını etkileyici bir şekilde ifade eder. Bu söz, insanın evrende sadece küçük bir varlık olmadığını, bilakis evrenin tüm yasalarının, enerjisinin ve yapısının insanın içinde de tezahür ettiğini anlatır
Manevi açıdan insan, evrenin anlamını kavrayabilen ve yaratıcıyı tanıyabilen bir varlıktır. İnsan, yeryüzünde bir sorumluluk taşıyan varlık olarak yaratılmıştır ve bu sorumluluk, evreni anlamayı, evrendeki dengeyi korumayı ve evrendeki işleyişi idrak etmeyi gerektirir. İnsanın bilinçli varlığı, evrende ilahi bir gücün varlığını yansıtan bir aynadır. İnsan, evrenin ve hayatın amacını ararken, yaratıcıyla derin bir bağ kurar. Bu bağlamda, insanın evrendeki varlığı, ilahi hikmeti anlamak ve evrendeki düzeni keşfetmek için bir fırsattır.
Evren, insanın fiziksel ve ruhsal gelişim alanıdır. İnsan, evrenle bir bütün halinde yaşar; onun yasalarına uyum sağlar, doğanın ritimleriyle bir döngü içindedir. İnsan ruhu ise evrensel bilince, yani Allah’ın sonsuz kudretine ulaşmak için bir yolculuk içindedir. Bu yolculuk sırasında insan, hem maddi hem de manevi boyutlarda evrenle derin bir bağ kurar.